Dark Envoy inceleme yazımızda, Tower of Time isimli sıra tabanlı RPG oyununu geliştiren Event Horizon ekibinin elinden çıkan yeni bir oyun inceliyoruz. Tower of Time isimli ilk oyunlarında yer alan 9 dil arasına Türkçe‘yi de koyan ekip, bizleri bir hayli mutlu etmişti. Ekibin yeni oyununun da resmi Türkçe dil desteğiyle çıkış yaptığını belirtelim. Dil desteği müjdesini aradan çıkardığımıza göre, oyundan bahsedebiliriz.
İlk oyunlarında taktiksel gerçek zamanlı strateji elementleri ile klasik RPG mekaniklerini ustaca harmanlayan ekip, bu kez bu mekanikleri bir adım daha öteye taşımayı başarmış. Bu kez bir arkadaşınızla birlikte çevrimiçi eşli olarak oynayabileceğiniz Dark Envoy, beceri tabanlı sınıf ve uzmanlık sistemine dayalı savaş mekanikleriyle öne çıkan, bol bol RPG unsuruna ev sahipliği yapan ve hikayesiyle sürükleyici bir anlatı sunan bir oyun.
Dark Envoy: İnceleme Başlangıcı
Oyuna girer girmez, savaşın harap ettiği Jaan topraklarında maceraya atılan kardeşler olan Malakai veya Kaela isimli erkek ve kadın iki kardeş karakteri özelleştirerek oyuna başlıyoruz. İkili, bir tüccar tarafından harabelere gitmeye yönlendirildikten sonra kendilerini bir durumun ortasında buluyorlar ve burada memleketleri için risk oluşturabilecek kadim düşmanların uyandığını görüyorlar.
Dark Envoy’un RTS benzeri oynanış mekaniklerini anlatmadan önce, başlangıç kısmına biraz daha değinmek isterim. Hem Malakai’nin hem de Kaela’nın görünüşünü özelleştirebiliyorsunuz. Ayrıca dört farklı sınıftan biri arasında seçim yapıyor ve oynanış tarzınızı bir hayli etkileyecek bir başlangıç yapıyorsunuz. Bu arada her bir sınıfın altında üç adet de alt sınıf bulunuyor. Bunları oyunun ilerleyen bölümlerinde seçebiliyorsunuz.
Yani karşımızda 4 sınıf ancak 12 kombinasyon mevcut. Her iki karakter için de Adept, Savaşçı, Mühendis veya Avcı sınıflarından birini seçiyor ve başlangıç silahınıza karar verdikten sonra oyunun dünyasına atılıyor ve hemen maceraya atılıyorsunuz.
Hikaye ve Anlatı
Büyü ve silahlar bir arada bir evren hayal edin. Dünya, mühendislerin tüfekler kullandığı ve karmaşık otomatik taretleri çağırdığı, savaşçıların ise kılıçlar ve kalkanlarla savaştığı ancak kılıçların üzerinde büyülü parçaların bulunduğu, bilim kurgu teknolojisi ile büyünün bir arada bulunduğu fantastik bir halde. Jaan adı verilen bu dünyada teknolojik açıdan gelişmiş İnsan İmparatorluğu, Eski Irkların Birleşik Birliği ile savaş halinde. Ana karakterlerimiz olan Malakai ve Kaela kalıntı avcıları ve bu da birçok tehlikeye rağmen para kazanmak ve hayatta kalmak için çok etkili bir meslek.
Pathfinder, Pillars of Eternity ve özellikle son aylarımıza damga buran Baldur’s Gate 3 gibi devlerin hakim olduğu bir türe giren Dark Envoy, hikayesiyle öne çıkmakta zorlanabilir ama evren kurgusu ve oynanış mekanikleriyle kesinlikle doğru yolda diyebilirim. Karşımızda yeterince ilgi çekici bir dünya, klişe ama merak uyandırıcı bir hikaye ve sürekli etkileşim içerisinde olan ve kardeş olduklarını size unutturmayan iki karakter mevcut. Ayrıca steampunk estetiğine bayıldığım için, bu dünya beni ekstra bir şekilde içine çekti. Bu sebeple, siz de bir steampunk hayranıysanız, hikaye ve dünya ilginizi çekecektir.
Spoiler vermeden oyunun hikayesinin öne çıkan yönlerinden de bahsedeyim. Hikaye doğrusal değil ve seçimleriniz önemli. Oyunu kötü bir insan olarak oynayabiliyor ve tüccarları soyabiliyorsunuz ancak bir noktada tüccarlar sizi tanımaya başlıyor ve artık onları soyamıyorsunuz. Tabii sizi tanıyan tüccarları öldürmek de bir seçenek ancak bunun da etkileri oluyor. Bunların yanı sıra oyunu çok iyi birisi veya çıkarcı birisi olarak da oynayarak önünüze çıkan ahlaki seçimleri bu doğrultuda da yönlendirebiliyorsunuz.
Karakter Sınıfları ve Denge
Adept, Savaşçı, Mühendis veya Avcı arasından seçimler yapabileceğinizi yukarıda söylemiştim. Savaşçı zaten bütün RPG oyunlarından alışık olduğumuz, kılıç kullanan bir sınıf. Adept ise bildiğimiz büyücü. Mühendis ve avcı ise barutlu silahlar kullanan bir sınıf. Teknoloji ve büyü bir arada olduğu için sınıf çeşitliliği gayet güzel. Ayrıca hepsinin üç alt sınıfı olduğu için oynanış da bir hayli çeşitli.
En iyi karakter diye bir şey olduğunu sanmıyorum. Tüm karakterlerin yetenek ağaçlarını inceledim, birkaç tanesini denemek için baştan başladım ancak aralarında öyle çok güçsüz veya çok güçlü bir sınıf görmedim. Hangi tarz bir karakter yönetmek istiyorsanız, direkt olarak onu seçerek oyuna başlayabilirsiniz. Eğleneceğinize eminim çünkü tüm sınıflar gayet yerinde ve dengeli.
Savaş Mekanikleri
Savaşlar sıra tabanlı değil ancak sıra tabanlıymış gibi oynamanız gerekiyor. Aynı anda dört karakter kontrol ettiğiniz için gerçek zamanlı yönetim kısmı bir hayli zorluyor. Zamanı yavaşlatarak veya tamamen durdurarak karakterlerinizin eylemlerine karar vermek bir hayli önemli; bu sebeple savaş başlamadan önce partinizi çok iyi konumlandırdığınızdan emin olmanız gerekiyor. Zaten düşmanlar sizi tespit ettiği anda zaman yavaşlıyor. Ancak, kazanmanız garanti olan savaşları gerçek zamanlı oynayarak hızlıca ilerlemek de güzel bir seçenek.
Bu arada savaşlarda yanma, zehirlenme ve sersemleme gibi etkilerde yer alıyor. Bu etkilerin hasarları, etkiyi başlatan karakterin seviyesine göre artıyor. Ne kadar yüksek seviye bir karakteriniz ile etki başlatırsanız, verilen hasar o kadar yüksek oluyor. Etkiler demişken, savaşta çevreye tam hakimiyetiniz söz konusu ve çevresel yapıları, avantajları ve dezavantajları analiz ederek çevreyi yararınıza kullanmak bir hayli önemli. Özellikle oyunu yüksek zorlukta oynuyorsanız, çevreyi sizin için bir silah haline getirmezseniz, savaşlardan yok olarak çıkmanız çok olası.
Savaşırken oyunu duraklatabiliyor veya zamanı yavaşlatabiliyorsunuz demiştik. Oyunu en yüksek zorlukta oynuyorsanız, bunu sürekli kullanmak zorundasınız. Her hamlenizi planlamazsanız, düşmanlar sizi mahvediyor. Burada yapay zeka olarak çok iyi bir iş çıkarıldığının altını çizmek isterim. Oyunu gerçek zamanlı oynamak isterseniz, oyunun zorluğunu bir hayli düşürmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Evet, RTS (gerçek zamanlı strateji) mekanikleri var dedim ancak siz bunları zamanı yavaşlatarak kullanmak ve hatta ara ara oyunu durdurmak isteyeceksiniz.
Ben oyunu tek başıma oynadığım için 4 kişilik bir ekibi gerçek zamanlı kontrol edemedim. O yüzden oyunu sık sık durdurdum ve zamanı yavaşlattım ancak oyunu co-op olarak oynasam, bu kısımda çok daha rahat edeceğimi de hissettim. Co op deneyimin nasıl olacağını bilemiyorum ancak bence bu oyunun tadı tam anlamıyla bir arkadaşınızla çıkar. Bu sebeple, oyunu iki kişi oynamanızı tavsiye ediyorum.
Oynanış Mekanikleri
Oyunun en önemli mekaniklerinden birisinin “zaman” olduğunu net olarak söyleyebilirim. Zaman çok değerli bir kaynak; bir yeri keşfederken zaman geçiyor ve keşfetmeye çok fazla zaman ayırırsanız, bir sonraki ziyaret edeceğiniz yer o yerdeki tüm düşmanların seviyesi çok fazla arttığından daha zor hale gelebiliyor. Dolayısıyla en iyi yaklaşım, bir yeri keşfetmeye çok fazla zaman ayırmamak, aynı zamanda o kadar ilgi çekici olmayan ve ödüllerin düşük olduğu bir yerde kalmamak. Ancak deneyim kazanmak ve partinizin seviyesini yükseltmek için savaşmanız gerekiyor, dolayısıyla zamanı çok iyi yönetmek gerekiyor.
Oyundaki seyahat aracımız bir gökyüzü gemisi. Ayrıca Dark Envoy bir açık dünya oyunu, dolayısıyla teoride geminizi doğrudan oyunun finaline doğru bile uçurabilirsiniz, ancak oyunu o kadar çabuk bitiremezsiniz çünkü henüz sahip olmadığınız bazı eşyalara ihtiyacınız var ve finale ulaşmadan önce bunları bulmanız gerek. Tabii bir de ekibinizi güçlendirmeniz gerektiğini de unutmayalım. Savaş ve keşifleri bir kenara bırakırsak, RPG oyunundan beklediğiniz gibi bol bol ara sahne ve diyalog da sizi bekliyor.
Diyaloglar genellikle ara sahnelerden oluşuyor ve sonrasında önünüze seçenekler çıkıyor. Bu seçenekler genelde 2 seçimden oluşuyor ve oyunun gidişatına az ya da çok etki ediyor. Diyaloglar çok yoğun olarak metin ağırlık değil, bu sebeple çok mutlu oldum. Baldur’s Gate 3’teki kısa ama net diyaloglardan sonra, Dark Envoy’un da oyuncuyu sıkmamak için cümleleri kısa ve net olarak yazması beni memnun etti.
Grafikler ve Performans
Dark Envoy’un sinematiklerine çok özenildiğini baştan belirteyim. Sinematiklerdeki animasyonlar, detaylar, yakın çekim ayrıntıları, özenle dizayn edilmiş çevre tasarımı gibi detaylar hemen göze çarpıyor. Ancak, iş oynanış kısmına geçtiğinde bu göz dolduran detayların çoğu kayboluyor. Evet, bütçesine göre yine hoş gözüken grafikler ve oyunun kendine özgü bir sanat dili mevcut ama oyunun bütçesi kendisini burada belli ediyor.
Yine de böyle küçük bir ekibin elinden böyle sinematikler ve ara sahneler çıkmasını beklemiyordum. Benim için sürpriz oldu açıkçası. Ayrıca diyalog kısımlarının da sinematiklerle süslenmesi, Baldur’s Gate 3 benzeri bir anlatım dili oluşturduğu için gözüme çok hitap etti. Artık eski RPG oyunlarındaki gibi satırlarca yazı okumak gerçekten beni yoruyor. Bu konuda da ekibi tebrik ediyorum.
Ben üst düzey bir sistem kullanıyorum, bu sebeple optimizasyon konusunda yorum yapmam ne kadar doğru olur bilmiyorum ancak ben hiçbir sorun, hata, aksaklık veya FPS problemi yaşamadım. Açıkçası, sizlerin de yaşayacağını düşünmüyorum.
Harita Tasarımı ve Çeşitlilik
Dark Envoy’da çevresel detaylar güzel. Bölgeler özenle tasarlanmış ve bölgeden bölgeye geçtiğinizde “burası farklı bir yer” diyebiliyorsunuz. Ancak, zindan tasarımları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Zindanların içerisinde biraz sıkıldım. Sanki sürekli aynı zindandayım gibi hissettim ancak bu bir taktiksel RPG olduğu için beni pek etkilemedi. Harita ve çevresel tasarım çeşitliliği benim için yeterli oldu.
Bunun yanı sıra düşman çeşitliliği beni çok memnun etti. Yaratıklar ve robotların birbirlerinden farklı olmaları, özenle dizayn edilmiş olmaları hemen gözüme çarptı. Sürekli savaştığımız bir oyunda karşımıza aynı düşmanların çıkmasını hiç sevmem. Oyun bu yönden de beni tavlamayı başardı. Özellikle, elle çizilmiş büyülerin her birini bu yaratıklara karşı kullanmak da tam bir göz ziyafeti.
İnceleme Sonucu
Gelelim Dark Envoy inceleme sonucumuza. Baldur’s Gate 3 sonrasında bir rol yapma oyunu eksikliği çekiyorsanız, ilacınız kesinlikle bu oyun olacak. Evet, o büyüklükte bir yapım değil ancak size 20 ila 30 saat arasında çok keyifli anlar yaşatacak. Savaşların taktik yönü, eşsiz RTS ve RPG karışımı mekanikler, düşman çeşitliliği, hikaye ve diyaloglar yönünden çok güçlü bir oyunla karşı karşıyayız. Üstelik tüm oyun Türkçe!
Yalnızca oyun içi savaş animasyonlarının sürekli tekrara düşmesi ve biraz yavan gelmesi haricinde oyunda gözüme batan eksi bir yön olmadı. Bu sebeple, CRPG sevenlere Dark Envoy‘u şiddetle tavsiye ediyorum. Hem Event Horizon’a hem de AiBell Game Localization’a bu oyunu Türkçe olarak yayımladıkları için de ayrıca teşekkür ediyorum.
