Close

Giriş

Close

Register

Close

Lost Password

Assassin’s Creed Mirage İnceleme

RPG olarak çıkış yapan son üçlemeden sonra köklere dönüş olarak lanse edilen Assassin's Creed Mirage, gerçekten de köklere dönebilmiş mi?

Assassin’s Creed Mirage inceleme yazımıza hoş geldiniz. Baştan belirteyim, tüm Assassin’s Creed serisini severek oynamış birisi olarak bu serinin sıkı bir hayranıyım. Origins, Odyssey ve Valhalla dahil olmak üzere, seriyi farklı bir noktaya taşıyan son üçlemeyi de bayılarak oynamıştım. Hatta serinin çoğu hayranı tarafından üvey evlat gibi görülen Valhalla’yı bile tüm DLC’leri ile tüm başarımları alarak tamamladım.

Seriyi köklerine döndüreceği söylenen Mirage duyurulduğunda biraz endişeliydim. Serinin gerçekten böyle bir geri dönüşe ihtiyacı var mıydı ki? God of War bile son yapımlarıyla RPG yönüne kayarak seriye ihtiyacı olan yeniliği sağlamıştı. Assassin’s Creed serilerinin ilk oyunları dönemine göre devrim niteliğinde olsa da, o eski günlere geri dönmeye gerek var mıydı ki? Net olarak söylemeliyim, böyle bir molaya ihtiyaç varmış.

Ah Basim Vah Basim

Assassin's Creed Mirage İnceleme

Assassin’s Creed: Valhalla ile tanıdığımız Basim Ibn Ishaq isimli karakter, oyunun finaliyle birlikte aklımızda birçok soru işareti bırakmış ve bizi şoka uğratmıştı. Peki, bu adam nasıl bu hale gelmişti? Mirage’ın Basim’e odaklanan bir oyun olarak çıkış yapacağını duyduğumda bu sebeple çok heyecanlandım. Bu karakterin hayatını ve nasıl bu noktaya geldiğini delicesine merak ediyordum. Ancak, Ubisoft bu noktada beni biraz üdü.

Peki, neden üzdü? Öncelikle, bu oyunu oynamak için serinin diğer oyunlarını oynamış olmanıza veya Valhalla’nın sonunu bilmenize gerek yok. Ubisoft, herkesi kapsayıcı bir oyun yapmak için birçok detayı atlamış ve oyunu herkesin oynayabileceği bir seviyede tasarlamış. Bu aslında çok güzel bir hareket ancak benim gibi serinin köklü hayranları için biraz üzücü. Ancak, tüm hayal kırıklığımın sebebi bu da değil.

Üzüldüm, çünkü çok büyük bir potansiyel harcanmış. Basim’in sıradan bir hırsız olduğu dönemlerden başlayarak Gizli Olanlar’a nasıl katıldığını ve nasıl acımasız bir suikastçiye dönüştüğünün hikayesini oynuyoruz. Ben de zannediyorum ki bu Gizli Olanlar’ın nasıl eğitildiğini, ne yollardan geçtiğini ve nelere katlanmak zorunda olduklarını ince detaylarıyla göreceğiz. Boşa hayal kurmuşum.

Assassin's Creed Mirage İnceleme

Basim’in hırsız olarak geçirdiği süreyi oyunun öğretici bölümü olarak çok hızlı bir şekilde geride bıraktıktan sonra, hızlıca Gizli Olanlar’a dahil olma sürecine geçiyoruz. Heyecanlıydım, işte başlıyoruz dedim. Ancak, birkaç ufak antrenmanın ardından beş dakika süren ve hızlıca geçen ara sahneler ile acemi bir hırsızdan, efsanevi bir suikastçiye dönüşüverdik. Ah ah… Kaçan potansiyeli görüyor musunuz?

Potansiyelleri bir kenara bırakırsak, gerçeklere dönebiliriz. Basim, Gizli Olanlar‘a katılmayı kafaya takan birisi. Bağdat’ın kirli yüzünü gören, yetenekli bir hırsız. Bu yetenekleri neden sokaklarda üç beş kuruş için harcasın ki? Karakterin hırslı yönüne daha ilk dakikalardan şahit oluyor, Gizli Olanlar için elzem olan bir parçayı çalıyoruz ancak başımızı da çok kötü belaya sokuyoruz.

Yakın arkadaşımız Nihal’in de yardımıyla tuhaf diski çalıyoruz çalmasına ancak kardeşliğe olan bağlılığımız ve tüm bu olayların başlangıcı olan tuhaf diskin gizemini çözmeye çalışan Nihal’e yardım etme sevdamız arasında da gidip gidip geliyoruz. Ayrıca oyunun başından sonuna kadar rüyalarımıza musallat olan korkunç Cin‘i de atlamamak gerek. Tasarımıyla ve bize yaşattığı kabuslarla akıllara kazınan bir yaratık.

Sora Sora Bağdat Bulunur

Assassin's Creed Mirage İnceleme

Spoiler vermeden hikaye ve Basim Ibn Ishaq‘dan biraz bahsettiğimize göre, biraz da Bağdat’tan bahsedelim. Kim ne derse desin, ben Ubisoft’un dünya tasarımlarına bayılıyorum. Bağdat adeta yaşayan bir şehir ve içi detaylarla dolu. Alamut kalesini görmek ve içerisinde dolaşabilmek, Bağdat’ın tarihi köşelerine seyahat etmek, dönemin en önemli coğrafyalarından birisinde yaşamın nasıl olduğuna tanık olmak gerçekten harika.

Ayrıca Ubisoft’un tüm oyunlarında başvurduğu çevresel hikaye anlatımı ve tarihi detaylara verdiği önem de çok tatlı. Sağda solda bulduğumuz notlardan öğrendiğimiz hikayeler, yine notlardan okuduğumuz tarihi bilgiler, Bağdat tarihi hakkındaki anlatılar, ortamların tasarımlarıyla verilen yaşanmışlıklar ve ara ara karşımıza çıkan ilginç diyaloglardan edindiğimiz bilgiler beni gerçekten oradaymışım gibi hissettiriyor.

Sora sora Bağdat bulunur dedik. Bulunur mu cidden? Assassin’s Creed Mirage’daki sarı boncukları kapatarak ve tariflerden yola çıkarak görevleri bulmak isterseniz, bulunur. Burada tercih sizin. Yine önceki oyunlarda da olduğu gibi, oyunun zorluğunu ve arayüzünü dilediğiniz gibi özelleştirebiliyorsunuz. Böyle bir başlığı da bu yüzden attım. İster kendinizi inanılmaz zorlayın isterseniz de sarı boncukları takip etmeye devam edin; seçim sizin.

Assassin's Creed Mirage İnceleme

Assassin’s Creed Mirage için köklere dönüş demiştik. Artık öyle kayalar, dağlara ve düz duvarlara tırmanmak yok. Eski oyundaki gibi tutunacak yerler gerekli. Ayrıca tutunup doğrudan yukarı çıkabileceğiniz maralı halatlar ve serbest koşu sırasında etrafında dönebileceğimiz sallanan vinçler gibi aletler ile platform mekanikleri çok daha akıcı ve keyifli hissettiriyor. Tutunacak yer bulamazsanız, bir yerde takılıveriyorsunuz.

Dying Light 2’de bayıldığım gibi burada da harita tam bir oyun alanı gibi tasarlanmış. Çatıdan çatıya zıplamak, evlerin pencerelerinden içeri dalmak ve diğerinden çıkmak, tutunacak yerleri hızlıca gözüne kestirmek ve tutunacak yer olmayınca aşağıya doğru uçmak, tüm bu koşuşturmacanın içerisine ufak da olsa bir heyecan ve keyif katıyor.

Son üçlemeye bayıldığımı söylemiştim ancak devasa haritalar yüzünden her yere binekle gidiyordum arkadaş. Çatıdan çatıya zıplamayı özlemişiz. Suikastçi dediğin gölgelerde gezer ve çatılardan zıplar ancak önceki üç oyunda at ve deve üzerinden inmiyorduk. Yine binek var ancak kullanmak istemeyeceksiniz bile, çünkü parkur yapa yapa ilerlemek sizi atmosfere çok güzel sokuyor.

Assassin's Creed Mirage İnceleme

Assassin’s Creed Mirage harita boyutu ideal. Serinin eski oyunlarından olan Unity’deki Paris veya Revelations’ın İstanbul’u kadar bir Bağdat ile karşı karşıyayız. Bu da oyunu çok daha kompakt bir yapıya sokuyor. Sağı solu keşfetmekten, loot ve yan görev yapmaktan ana hikayeyi unuttuğumuz son üçlemenin aksine, burada ana olay örgüsünden hiçbir zaman kopmadım ve oyun aktı gitti.

Bu kompakt haritanın içerisinde birçok tehlikeli bölge, bir ton asker ve bir sürü çalınacak eşya sizi bekliyor. Askerlerin dikkatini çok çekerseniz, ara sokaklarda koşarak aranıyor posterlerini yırtmanız veya bazı kişilere rüşvet vermeniz gerekiyor. Bu da yine gizlilik için tasarlandığı çok belli olan harita tasarımında sizi gizlilik yapmaya daha da çok itiyor. Çünkü aranma seviyeniz artarsa, her yerde askerler peşinize düşüyor.

Bir de tasarımdan gitmişken; karakol basmak ve görevler için tasarlanan büyük bölgelere girmek çok keyifli. Birkaç farklı yerden içeri sızabiliyor, çeşitli halktan kişilere rüşvet vererek askerleri meşgul edebiliyor ve çeşitli alicengiz oyunlarıyla içeri sızabiliyoruz. Ayrıca kalabalık askerler ve mekan tasarımları bizi gizliliğe gerçekte itiyor ki bundan da bahsedeceğim.

Hikayede Durumlar Ne?

Assassin's Creed Mirage İnceleme

Assassin’s Creed Mirage hikayesi beni memnun etti. Ana hikaye yine ters köşelerle şaşırtsa da, Ubisoft‘un sık başvurduğu klişelerden dolayı olayları tahmin etmek öyle zor değil. Yine kompakt ve daha ufak çaplı bir oyun ile karşı karşıya olduğumuz için de hikaye yağ gibi akıyor. Ana olay örgüsünden hiç kopmuyor ve karakterlerle bütünleşebiliyorsunuz.

Bunun tek dezavantajı ise ilgi çekici yan hikayelerden mahrum kalmak diyebilirim. Hiç “Dur bakayım şurada ne varmış?” diyerek bir yerlere gitme isteğim uyanmadı. Yanlış anlamayın, yukarıda belirttiğim gibi harita ve dünya tasarımı çok güzel ancak bazı tarihi ve göze hoş gelen mekanları keşfetmek haricinde odağımı ana hikayeden pek ayırmadım.

Birkaç yan göreve baktıktan sonra pek de kaliteli olmadıklarını görüp saldım. Pişman da değilim çünkü başı ve sonu belli olan, akan giden bir ana hikayeli Assassin’s Creed oyunu oynamayı çok özlemişim. Bu yüzden dedim, serinin böyle bir molaya gerçekten ihtiyacı varmış. Devasa haritaları keşfetmek ve ilginç yan hikayelere rastlamak gerçekten çok eğlenceli ancak kompakt bir oyun oynamanın keyfi de bir başka.

Valhalla’nın havada kalan ve hiç beğenmediğim finalinin ardından, Assassin’s Creed Mirage’ın ana hikayesi beni tatmin etti. Ben ana hikayeyi 20 saat gibi bir sürede tamamladım ancak her şeyi yapmak isterseniz bir 10 saat daha ekleyerek 30 saat kadar bu oyunu oynayabilirsiniz.

Yapay Zeka? Silah Çeşitliliği? Animasyonlar?

Assassin's Creed Mirage İnceleme

Bu oyun gerçekten bir gizlilik oyunu. Bu kez öyle elimize kılıcı alıp ortalığı yıkıp geçemiyorsunuz. Ha, böyle dediğime bakmayın. Yine kılıcı alıp 3-4 kişiyi rahat indirebiliyorsunuz ancak birden ortam kalabalıklaşırsa, sis bombası gibi özlenen araçları kullanarak sıvışmanız gerek, yoksa vay halinize. Bu sebeple, oyunda gizli ilerlemenizi tavsiye ediyorum. Zaten oyunun keyfi de böyle çıkıyor.

Çıkıyor çıkmasına da, öncelikle oyunda yapay zeka yok. Düşmanlar adeta sizi görmüyor ve duymuyor. Yahu, 5 kişi yan yana duran askerleri çalının içerisine ıslıkla tek tek çekip arkadaşlarının gözleri önünde öldürüyorum. Kimse de “yahu bunlar nereye gitti?” gibi bir şey sormuyor. Tek tek ölüyorsunuz be, biraz şüphelenseniz ne olur? Oyunun en büyük eksisi yapay zeka, oyunda kesinlikle yapay zeka namına hiçbir şey yok.

Ayrıca kılıçlı savaş animasyonları çok kötü. Bir olmamışlık, bir yavanlık ve yavaşlık mevcut. Ayrıca tek bir kılıç sallama animasyonu olduğu için hep aynı şeyi yapmak, bir de yavan bir şekilde yapmak inanılmaz sıkıcı. Tamam, bu gizlilik odaklı bir oyun ancak savaş mekaniklerini bu kadar zayıf tutmasa mıydık? Bir de oyunda yalnızca kılıç kullanabildiğimiz için silah çeşitliliği de yok. Allahtan çeşitli suikastçi aletleri var da oradan çeşitlilik olayı çözülmüş oluyor.

Assassin’s Creed Mirage İnceleme Sonucu

Bu oyun olmuş. Seriyi yalnızca son üçlemeden biliyorsanız ve serinin eski oyunlarına da dönesiniz yoksa, Assassin’s Creed Mirage’a gönül rahatlığıyla şans verebilirsiniz. Şöyle gizlilik mekaniklerini dolu dolu kullanarak suikast yapmayı özlediyseniz, sizi böyle alalım. Yapay zeka bir eksi olsa da, savaş animasyonları beni memnun etmese de, ufak tefek kusurlarına rağmen kaçırılmaması gereken bir Assassin’s Creed oyunu bu. Seriyi seven sevmeyen herkese tavsiye ediyorum!

Oyunun fiyatı size yüksek geliyorsa, oyunun Ubisoft Plus kütüphanesinde yer aldığını da belirtelim. Xbox uygulaması üzerinden erişebileceğiniz Ubisoft Plus’a yalnızca 179 TL ödeyerek oyunu deneyimleyebilirsiniz.

İnceleme Özeti

Assassin’s Creed Mirage İnceleme

Assassin's Creed Mirage, serinin ihtiyacı olan molaymış ve kesinlikle olmuş. Herkese rahatlıkla tavsiye edebileceğim kalitede bir yapım.
9
Mükemmel

İçeriği Paylaş

Yazar Hakkında

Ege Üniversitesi Reklamcılık bölümünden mezun olan ve oyun sektörüne yıllardan beri yoğun ilgi duyan Mert, 3 yılı aşkın bir süredir Turkmmo'da içerik üretiyor.

Ayrıca Okuyabilirsiniz

0

    Cevap Yazın

    Email adresiniz yayınlanmayacak.

    Gameplay
    Graphics
    Longevity
    A mininum rating of 0 is required.
    Please give a rating.
    Thanks for submitting your rating!

    Yorum gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!